Nedense kitaplarla ilişkimizde çok tuhaf bir kaç nokta var. Birincisi kitaplar söz konusu olduğunda onları diğer medyadan daha fazla ciddiye alma eğilimimiz olması. Bu konuda kitapları seven ve bu sektörde çalışan biri olarak onların saygınlığına söz söylemek istemesem de bir tuhaflık olduğunu kabul etmek durumundayım. Kitaplar kutsalmış gibi ve orada yazan her şey mutlaka doğruymuş ya da çok ince elenip sık dokunarak yazılmış gibi davranıyoruz. Elbette bu tamamen yanlış. Böyle olan küçük bir azınlık olsa da biz genelde kitap olarak gördüğümüz şeylere biraz fazla önem vermeye yatkınız.
Kitaplardan fikir alırken de aslında hiç kimseden fikir almamamız gereken konularda rahatlıkla fikir alabiliyoruz. Bunların en önemlisi de kişisel gelişim kitapları aracılığıyla kendi özel hayatımız hakkında fikir almamız ve finansal konular konusunda da para/yatırım kitaplarından fikir almamız. Bu fikirlerin artık internetteki videolar ve podcastler aracılığıyla da desteklenmesi. Kitabı olanın videosu var. Podcasti olanın da mutlaka kitapları ya da yazıları var. Bilgiye aç olan kararsızlar için adeta içerik yağmuru hiç durmuyor.
Beni bu kadar şaşırtan şey, hem bu fikir almalarımız hem de fikir aldığımız kitapların on yıllardır hiç değişmeden bu iki konuda neredeyse birebir aynı şeyleri yazması. Kişisel gelişim/başarı kitapları ve para/yatırım kitapları adeta ikinci dünya savaşından sonra yakaladıkları trendi kesinlikle bırakmamaya yemin etmiş gibiler. Söyleyecekleri iki üç şey var ve en çok satan yıldız yazarların kitapları ile en kıyıda köşede kalmış yazarların kitapları hep aynı şeyi anlatıyor.
Bu aynılık konusundan önce özel hayat ve yatırım fikirlerini aldığımız yerlere delirelim bence. Aile ilişkileri ya da arkadaşlık ve aşk meşk konularında fikir alma ihtiyacı hissetmemizin nasıl bir açıklaması olabilir? Bir insanın ailesiyle ya da bir arkadaşıyla ilişkisinde o kadar çok o ilişkiye özel dinamikler olur ki olasılıkların hesabını tutamayız. Öyle bir matematiksel hesap yapılmaya çalışılsa başlı başına eğlenceli bir deney olabilirdi. Bir kitap karakteri ya da film öyküsündeki bilinen ve bilinmeyen dinamikleri bulmaya çalışsak mesela! Bir de insanın sadece doktorlara, en yakın arkadaşlarına ya da kendine bile anlatmadıklarını katarsak herhalde sonsuz çözümlü ya da sonsuz çözümsüz bir hesap çıkar.
Tuhaflık da işte böyle bir noktada bizim fikir almaya çalışmamız! Kimse size yapacağınız bir eylemin sonuçlarını ya da o sonuçlardan nasıl etkileneceğinizi söyleyemezken siz cevap arıyorsunuz. Paranın Psikolojisi de bize yatırım konusunda aynı şeyi yapıyor. Hem aynı şeyleri söylüyor hem de içinden çıkılması imkansız konularda söz söylüyor. Elbette her para kitabının yaptığı gibi bir şey söylerken hiçbir şey söylememeyi de başarıyor ki bunun evrensel, her duruma uygun bir izlenim bırakması sağlansın.
Şimdilik bu kadarla başlayayım ama devamı gelecek. Örneklerle ve nedenleriyle…