Bouldering yapan insanları gördüğümde aynı bilardoda olduğu gibi önlerindeki zorluğa baktıklarını, bir strateji belirlediklerini ve kendilerini, bedenlerini de düşünerek bunu uygulayıp uygulayamayacaklarına karar verdiklerini fark ettim. Hayata ilişkin sevdiğim spor metaforlarından biri budur. Önünüzdeki zorluğu ve kendi imkanlarınızı tanımanızı öğretir. Bu verilerle bir karar verip uygulamaya başlarsınız ve bir kere başladıktan sonra durmamanız ve ilerlediğiniz yola inanmanız gerekir.
Rongrong ile ikinci kez bouldering yapmaya giderken de aklımda bu aşırı felsefi ya da romantik denebilecek düşünceler vardı ama o tutamaçları tutup yükselmeye başlayınca bunların hepsini unuttum çünkü bouldering yaparken fazla bir şey düşünemiyorsunuz. Bir noktada yoruldum ve çok zorlandım. Sonra on dakika kadar kolum ağrıdı ve kasılmalar yavaş yavaş geçti. Kol kaslarım, bu direnç egzersizlerini sonuna kadar hissetmişti. O zaman durmak zorunda kaldım ve yine zihinsel bir egzersiz başladı.
Neden bu spordan keyif alabileceğimi düşündüm?
Kişisel olarak bana yapılamayacak gibi geldiğinden dolayı, ilk gördüğümde düz duvara mı tırmanıyor bu insanlar diye düşündüğümden dolayı, Eurosport’ta bazı geceler izlenecek bir şey bulamadığımda bouldering yarışmalarını izlediğimden dolayı, farklı bir şey denemek ve hem zihnimi hem de bedenimi şaşırtmak istediğimden dolayı, genel olarak “neden olmasın” diye düşünmeye eğilimli olduğumdan dolayı…
Son sözlerim kendime bir hatırlatma olacak: “Bir dur…” Bazen biz böyle deriz: “Bi dur”. Bir şey yapmaya başlayınca onu hayatımın merkezine koyacakmışım gibi gelir ve bazen unuturum ya… İşte bunun nedeni bi durmamaktır. Şimdi bouldering hakkında da bunu yapmak istiyorum. Yapacağım zaman yapmak ama yapmadığım zamanlarda üzerine fazla düşünüp bu işin felsefesini ya da bendeki yansımalarını kurcalamaya çalışmamak.
Yaşananları bir de Rong'un gözünden okumak isteyenler için (Çin'ce bilmeyenler bir yerlerden çevirir) blog sayfasının linkini bırakıyorum:
Yukarıdaki görseli ChatGPT kullanarak yarattım ve hemen ona kullanım haklarını sordum. Bana şöyle cevap verdi:
The image generated for you was created by OpenAI's DALL·E, and under OpenAI's terms of use, you own the rights to use it, even for commercial purposes. This means you can freely use it on your personal website without any concerns about copyright. However, you cannot claim the image as the creation of another artist or resell it as-is.