Kunstraum 34, dışarıdan bakıldığında gösterişli bir “Galeri” ya da “Sanat Evi” gibi durmuyor. Kaldırıma koydukları ayaklı tabelalar olmasa fark etmeniz mümkün değil. Fark ettiğiniz zaman ise kapısından içeri girdiğinizde doğrudan eserlerin olduğu alana değil, sizi alt kata, mahzen ya da sığınak gibi bir bodrum katına yönlendiren işareti takip edip daracık merdivenlerden alt kata inmeniz gerekiyor. Bu dar merdivenleri o anda çıkan birileri varsa, geri gelip yol vermeniz de gerekli.
Sonrasında, alt katta kendinizi bulduğunuz bodrum katında ise beyaz boyanmış duvarların ortasında ve binaya ait kalorifer, su ve benzeri tesisat borularının altında “sanat”la karşılaşıyorsunuz. Şanslıysanız size kısaca o sanatı ve mekânı anlatacak bir rehber de orada sizi bekliyor olabilir. Biz şanslıydık ve güler yüzlü, nazik bir anlatıcı, mekânın hikâyesini kısaca anlatma nezaketini gösterdi. Ana dilinin Fransızca olduğunu öğrendiğimiz bu hanımefendi bana nereden geldiğimi sordu ve Türkiye olduğunu öğrenince Arapça öğrendiğini ama Türkçeyi denediğinde çok zorlandığını söyledi. 1983 yılında (anlatıcımız o zaman gençmiş) kurulan bu mekân uzun yıllar boyunca yapılan açık artırmalardan kazanılan paralar, şehir yönetiminin ve kâr amacı kurmayan bir Sanatçı Birliği olan Atelierhaus Filderstrasse 34’ün üyelerinin destekleriyle ayakta kalmış. Bilgileri sitesinden aldım: https://kunstraum34.de
Bugüne gelirsek, Mélanie Lachièze-Rey ve Michelin Kober adlı iki sanatçının “CLOSE DISTANCE” isimli sergileri halen bu şaşırtıcı bodrum katında görülebilir.
Lachièze-Rey, ahşaptan heykel çalışmalarıyla yer alıyor ve kendisi için önemli olduğunu söylediği çizgilerle hacim yaratma ve farklı katmanlar oluşturma anlayışını burada da sergiliyor. Yapıştırıcılar ya da çivi gibi sabitleyicilerle birbirine tutturulmuş, bu şekilde farklı kalınlıklarda ya da boyutlarda hazırlanıp verniklenmiş ahşap plakaları ne kadar özenle seçtiğini ve dikkat ettiği unsurları da kendi sitesinde kısaca anlatmış:https://www.melanie-lachieze-rey.com
Kober ise aynı sergide farklı renkte mürekkepleri incelterek kâğıt üzerine uyguladığı çalışmasıyla yer almış. Renklerin içinde boşluklardan faydalanan ve sınırların dışına çıktığı, “çerçevenin” ya da kâğıdın bittiği yerde durmadığı, bazen duvarda devam ettiği katmanlardan bir yapı “inşa etmiş”. İnşa etme (gebauen) fiilini ödünç aldığım sergi girişindeki kısa tanıtım yazısında da söylendiği gibi Kober’in “mekânsal araştırmalar” (räumliche Untersuchungen) yaptığını ve biraz da bu yüzden bu iki sanatçının işlerinin burada birlikte sergilenmesinin anlamlı olduğu fark ediliyor. Kober hakkında daha fazla bilgi için de yine sitesine bakılabilir: https://www.michelinkober.de
Σχόλια